13 Mayıs 2011 Cuma

İZNİK GÖLÜ



G üney Marmara bölgesinde bir göl. Yüzölçümü 308 km2dir. Doğu-batı uzunluğu 32 km, genişliği 12 kilometredir. Türkiye’nin beşinci büyük gölüdür. Denizden yüksekliği 85 m, en derin yeri 65 metredir. Su toplama alanı 1246 km2dir. Uzanışı bakımından Gemlik Körfezinin devâmı biçiminde görülür. Kuzey ve güneyinde yükseklikleri 500 m kadar olan göle doğru dik yamaçlarla inen dağlar arasında bir göldür.

İznik Gölü çanağı, batıda
Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtalarının kesişme noktasında bulunan bir ülke. Ülke topraklarının büyük bir bölümü Anadolu yarımadasında, kalanı ise Balkan Yarımadası'nın uzantısı olan Trakya'da bulunur. Ülkenin üç yanı Akdeniz, Karadeniz ve bu iki denizi birbirine bağlayan Boğazlar ile Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir. Komşuları Yunanistan, Bulgaristan, Gürcistan, Ermenistan, İran, Irak ve Suriye'dir.
Gemlik Körfezinden, doğuda Geyve-Pamukova çöküntü alanına kadar uzanan tektonik çukurlar dizisi içinde teşekkül etmiştir. İznik Gölü çevredeki dağlardan inen dereler ve kaynak suları ve yağmurlar ile beslenir. Gölden Gemlik Körfezine doğru açıktan bir ayak çıkmaz, sızıntı sular Karsak Deresi ile birleşerek Gemlik Körfezine dökülür. Göl seviyesi kış ve ilkbahar aylarında yükselmekte, sonbahar aylarında düşmektedir. Yükselme ve düşme arasındaki fark, 50-100 cm arasında değişmektedir. Bu düşme tarla ve bahçeleri sulamayı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu tatlı sulu ve duru gölde çeşitli balıklar üremiştir. 15-20 cm’yi bulan balık türlerinden başlıcaları sazan, sarı balık ve yayındır. Gölde balıkçılık gelişmiş ve bir geçim kaynağı olmuştur. Göl çevresinde bir çok yerleşim yerleri, zeytinlikler, bağlar ve bahçeler vardır. Bunlardan doğu kıyısında târihî ve turistik İznik ile batısında Orhangâzi şirin bir kasabadır.

"Burası beşinci iklimin yaşandığı yerdir.Suyu ve havası çok güzeldir.Bu gölün çevresinde 45 tane köy vardır ki, bunlar bağlı bahçeli,camili,hamamlı,küçük birer çarşılı mamur köylerdir.Bu gölün suyunda civar ahali çamaşır yıkar. Hiç sabun sürmedikleri halde yine de bembeyaz olur.Bu gölde 70 çeşit balık bulunur."

İznik Türkiye'nin Bursa iline bağlı ilçe

Kalın Büyük yazı

Tarihçe İlkçağın ünlü coğrafyacısı Strabon'a göre (İÖ65-İS23) günümüzdeki adıyla İznik, İÖ.316'da İskender'in mirasını paylaşmak üzere birbirleriyle amansız bir savaşa girişen komutanlarından Antigono Monophthalmos tarafından kuruldu. Çağın koşulları gereği kente kurucusundan dolayı "Antigonia" denildi.
Evliya Çelebinin "seyahatname"sinde yer almaktadır. İznik Gölü
Türkiye'nin en güzel göllerinden biridir. Beşinci büyük gölümüzdür. Çevresindeki zeytin ormanlarının altın sarısı müşküle üzüm bağları ve her mevsim bin bir çeşit sebze ve meyvenin yetiştiği bitek topraklarının yaşam kaynağı;ilkçağın 'Askanya'sıdır. (Ascanius) Mitolojiye göre; bolluk, bereket,şarap ve toprak tanrısı 'Dionizos'un yıkandığı yerdir.

Gerçekten de İznik Gölü;şairin dediği gibi kuzeyden Samanlı,güneyden Katırlı Dağları ile kuşatılmış bir kuyu gibidir Sanki dağlar,güzelliklerini saklamak için kuşatmıştır gölün çevresini. Göle'de dağların arasındaki doyulmaz güzellikteki geçitlerden ancak ulaşılabilinir. Antik dönemde Ascania Limne olarak anılan İznik Gölü, Homeros'un ünlü İlyada'sında bile yer alır.Gölün batısında, Türkiye'nin en geniş ve en güzel piknik alanları bulunmaktadır. Bir tarafı çamlık diğer yanı tertemiz gölü, Türkiye'nin her yerinden binlerce insanı çeker kendisine.Günü birlik dinlenme alanları dışında çadır turizmine de açıktır.Burada her tür sosyal tesisler bulunur. Gölün bu bölgesi,1950'li yıllara kadar bataklık idi.Yapılan çalışmalar ile suyun taşması engellenmiş ve bataklık kurutulmuştur. İznik Gölü 1990 yılında Sit Alanı ilan edilmiştir. Gölün su düzeyi, yıllara göre büyük farklılıklar göstermektedir.Özellikle bir kaç yüzyılda bir, suyun alçalıp yükselmesi sunucu, gölün özellikle batı bölümü,2 km kadar daha genişlemektedir.Göle, Gemlik üzerinden gelirseniz,Samanlı ve Katırlı dağları arasındaki, Karsak geçidinden geçeceksiniz. Bu geçit boyunca, göl ile körfez arasında Karsak Deresi bulunur.Bu su yolu ilk çağda "ulaşım" için de kullanılmıştır!..Tarih öncesi devirlerde İstanbul Boğazı, çeşitli nedenlerle kapatılınca Marmara Denizi'nden Karadeniz'e;Gemlik Körfezi Karsak Suyu ile Askanya Gölü'ne (İznik Gölü) geçilmekte, oradan da Sangarios (Sakarya lrmağı) yolu ile Karadeniz'e ulaşmaktaydı. (A.Tanoğlu ve S.Erinç'in araştırmalarından)Bu derenin ağızında oluşan ovada onbinlerce insanın öldüğü birçok savaş olmuştur.Roma imparatorluğu için Niger ve Sever onbinlerce kişilik ordularını burada telef etmişlerdir. Avrupa'nın dört bir yanından gelmiş,Haçlı ordusundaki onbinlerce genç,şimdi bu ovada yatıyor.Nice kavimlerin akınlarını ve savaşlarını görmüş olan bu yerler, şimdi sessiz ve özgürlük içindedir.1097 yılında, Kılıç Aslan'ın yönetimindeki İznik'i, uzun süre kuşatan Haçlılar,kenti alamayınca, Gemlik Körfezi'nden,100 savaşçı alabilecek büyüklükte gemileri bir gecede İznik Gölü'ne taşımışlar ve kaleyi ancak böylece almışlardır. Bir teknotik çukur içinde oluşan İznik Gölünün yüzölçümü 310km2,Doğu-batı doğrultusunda uzanan bu elips şeklindeki gölün uzunluğu 33 km, genişliği 12 km, çevresi 95 km dir.En derinyeri 87m.dir.Evliya Çelebi'nin deyişi ile;"Atlı bir kişi,gölün çevresini bir günde dolaşır". Denizden yüksekliği 85m.dir. 40/30 kuzey, 29/33 doğu koordinatlarındadır. Marmara Bölgesi’ndeki diğer göller gibi 4.jeolojik devirde oluşan doğu batı yönündeki çöküntü dizilerin den biri içindedir. Gemlik Körfezi’nin bir uzantısı şeklindedir.İ.Ö.XII.yy'da Argonotlar,Kolkhis ülkesine altın postu aramaya gittiklerinde Gemlik'te mola vermişler.Söylenceye göre; Arganotlardan Herkül’ün (Herakles) güzel dostu Hylas da, bu dereye su almak için indiğinde, su perileri tarafından kaçırılmış.İşte bu nedenle Hylas adı da verilir bu dereye Aynı yöreden boru hattı ile Gemlik Azot Sanayi’ne su çekilmekte D.S.İ.nin oluşturduğu kanaletler ve şahıs malı su motorları ile çevredeki zeytinlikler, bağlar, meyve ve sebze bahçeleri sulanmaktadır.

Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde çevre yerleşimleri, bilhassa Gemlik’le bağlantılar yelkenli teknelerle sağlanmaktaydı. Yıkılan İznik Moteli’nin yer aldığı kesimdeki iskeleden kalkan elli kişilik motorlar ahşap kum motorları tipindeydi. Günümüzde gölün tüm çevresindeki asfalt yollar,ulaşımın karadan yapılmasını sağlamıştır.Bu yelkenliler İznik çini ve seramikleri'nde desen olarak kullanılmış Ayasofya Müzesi'nin duvarlarına çizgilerle işlenmiştir. Göl,İznik’in savunmasında da kullanılmış,kent surlarının dışına açılan hendeklere göle bağlanan kanallarla su doldurulmuş ve aşılması güç üçüncü bir mania oluşturmuştur.Gölün ulaşılabilir zengin imkanlarına karşılık,geçmiş yıllarda bölgede yayılan sıtma salgınları nedeniyle gölden insanlar uzaklaşmış, bugünkü Atatürk Caddesi’nin batısına geçmemiş, halk Yeşil Cami ve Eşref-i Rumi Camisi çevresine yerleşmiştir.Günümüzde (İncir Altı), (Senatus Sarayı)olarak bilinen yerin esasını surlar ile göl arasındaki bölümü kapatmak için örülmüş kalkan duvarı oluşturmaktadır.Göl içinde silindirik kule kalıntısıyla kuzey cephesinde liman olarak kullanılan bölüme yanaşan teknelerden yolcuların kolay indirilip bindirilmesi için kesme taş merdivenler gölün alçalma ve yükselmesi düşünülerek yapılmıştır.Ayrıca liman işletmeciliği için büro ve depolar inşa edilmiştir. Bunların kalıntıları günümüze ulaşmıştır.

Binlerce yıldır bu gölün suyunu yağışlar ve dip su kaynakları ile;gölün hemen güneyinde uzanan Avdan ve Gürle dağlarından gelen Sölöz Deresi, Ekinlik Deresi,Seki Deresi, Karabük Değirmenderesi,Şarap hane Deresi ve daha 30'u geçkin, kışın ve bahar aylarında gölü besleyen küçüklü büyüklü dereler sağlamaktadır. Genellikle tatlı, çok az miktarda sodalı bir tadı vardır.Bu tadın tabanında bulunan Kükürtle karışmasından geldiği tahmin edilmektedir.Eski kaynaklara göre boyu 2m.'yi aşan Sazan ve Yayın balıklarının yakalandığı bilinmektedir. İsmini sazlık'lardaki yaşantı tarzına borçlu olan Sazan balığının sevdiği durgun, sıcak,sığ ve çamurlu su, gölün genellikle sazlık kısımlarında mevcuttur.Göl ötrofik ve oligotrofik arasında özellik göstermektedir.Kıyıları kum,çakıl ve suni kayalıkla kaplıdır. Karsak Çayı ile fazla sularını Gemlik Körfezi’ne boşaltır.Ülkemizin en temiz kalan tatlı su gölü olup hazine malıdır.

Orhangazi yönünden İznik'e gelen yolun üzerinde Keramet Köyü'nde bir ılıca vardır.Yolun hemen yüz metre yakınındadır. Doğal konumuyla korunan ılıcanın bazı hastalıklara şifa olduğu söylenir. Göl ile ılıca arasında sadece 200 m. kadar uzaklık vardır. Sanırım, bir göle ve denize bu kadar yakın bir başka ılıca yoktur.Bir göl düşününki; suyundan yapılan çayın tadını dünyanın hiç bir yerinde bulamazsınız.İşte burası İznik gölü'dür.Yaz aylarında yelkenlerin raks ettiği bu gölü görmemek en büyük kaybınızdır. Tertemiz suyu, su sporları, balıkçılığı, gölgesi bol kıyıları, sakin ve huzurlu çevresi,doğal güzellikleri,seyrine doyum olmayan güneşin batışı ile İznik Gölü her mevsim de ilgi odağıdır. Su seviyesi Şubat-Nisan aylarında yükselmekte, yazın alçalarak sonbahar da en düşük seviyeye inmektedir.İznik, Çakırca, Boyalıca ve Gölyaka’da balıkçı kooperatifleri bulunur.Tutulan deniz ürünlerinin başında bir tür mantar hastalığı nedeniyle 1980’lerden beri büyük azalma gösteren kerevit gelir.Karabatak,Tepeli Kutan, Küçük Balaban, Gece Balıkçılı Alaca Balıkçıl, Çeltikçi, Erguvan Balıkçıl, Angıt, Macar ördeği, Yılan Kartalı ve Martı türü kuşlar bulunmaktadır.Gölde Yayın,Aynalı Sazan(çapak),Tatlı Su Yılanı,İlik Balığı,Tatlı Su Levreği (Akbalık), Gümüş Balığı,Ördek, Kızıl kanat yetişmektedir. Dişli balık türünden olmayan tatlı su balıkları bitki ve yosunlarla beslenmektedir.Sadece gümüş balığı diğer balıkların yumurtalarını yemektedir.Bu nedenle bu balık türünün azaltılması gerekmektedir Derin göl sularının 8 derece ısıya sahip olması nedeniyle bilhassa yazın yüzeyden dibe,dipten yüzeye doğru bir su akıntısı bulunmaktadır.Bu akıntılara dip kaynaklarının da katıldığı bilinmektedir.Gölde yosun ve bitki türleri de zengindir. Dipte pamuk veya üstüpü şeklinde açık yeşil renk bir yosun türü yaygındır. Bu yosun suyun çalkalanmasını ve göl suyunun oksijeninin azalmasını önler.Balıkların beslenmesini sağlar. Balıkçılık; olta, çapari, ağ,kafes, seğirtme, kaşık, serpme, ağlı sepet, balık otu, kepçe ve su tabancası ile gerçekleştirilmektedir.Gölde mart,nisan ve mayıs aylarında sportif amaçlı avlama dışında üç ay av yasağı vardır.Kerevit yasağı ise aralık ayında başlamaktadır.Sulama ve avcılık yanında çamaşır ve bulaşık yıkamada,duş almakta,yemek ve çay yapımın da,suyun sodalı oluşu nedeniyle vücuttaki yara bere, sivilcelerin tedavisinde, içilerek mide hazımsızlığının giderilmesinde kullanılmaktadır. Genelde tarım yapılan göl çevresinde az yükseklikli kayalar ve tepeler bulunmaktadır.

Çevresiyle ilgili koruma amaçlı planları tamamlanmış olmasına rağmen son yıllarda özellikle gölün batısındaki fabrika ve diğer kirleticiler ile, göl kirliliği artmıştır.Gölün batısında bulunan fabrikalar bölgenin en çirkin görünümü sunar.

Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) ve Uludağ Üniversitesi (U.Ü) Ziraat Fakültesi işbirliği ile yapılan araştırma sonucunda, İznik Gölü çevresinde bilinçsiz ilaç ve gübre kullanımı yüzünden tarımsal kirlilik yaşandığı belirlendi.Bölgenin, bilinçli tarım uygulamaları yapılması halinde yeniden eski haline dönebileceği belirtildi. Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Vahap Katkat, göl ve çevresinde ağır metale rastlamamalarının sevindirici bir gelişme olduğuna işaret ederek, göl suyunun Ph'nın (sodyum karbonat) yüksek olması ve alkalik özellikler taşıması nedeniyle, sulu tarım yapılan alanlarda daha fazla gübre ve ilaç kullanıldığını ve bunun da tarımsal kirliliği artırdığını belirtti.Suyun tarımsal ilaçlar üzerindeki etkisini kırmak için salma sulama yerine damla sulamaya geçilmeli, artezyen ve yüzey suyu kullanımı yaygınlaştırılmalıdır. Bölgedeki tarımın bilinçli yapılmasının İznik Gölü'nün geleceği için önemli olduğunu bilmek zorundayız.Tarımsal ilaçların kutularının dahi özel olarak saklanıp imha edilmesi gerekirken, çiftçilerimiz maalesef tanklarını gölde yıkayarak kirliliğin artmasına neden olmaktadırlar.

Bununla birlikte İznik çevresinde gerçekleştirilen yapılanmalar, yerleşim alanlarında oluşan fosseptik birikimlerinin yeraltı suları ile göle sızması, göl suyunu kirleten önemli unsurlardır. Çevredeki yerleşim birimlerinden ve küçük zeytinyağı fabrikalarından göle atıklar karışmaktadır.Bundan kaynaklanan aşırı yosunlaşma ve toplu balık ölümleri dikkat çekmektedir. Kirliliğe yol açan sebeplerin ortadan kaldırılmasıyla gölün dışarıdan müdahale olmaksızın yeniden eski haline geleceğini bilmek bizleri memnun etmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder